Era Medya Tanıtım

12 Mart 2010 Cuma

Genel İşletme Bilimi ve Kavramı, Reklam Makaleleri

Bazı Reklamcılık Bölümü Öğrencilerinin Merek Ettikleri

Bazı sorularım var. Vaktiniz vardır umarım. Yanıtlayabilirsiniz çok sevinirim.
1- Reklam yaratım sektöründe kaç kişi var?
2- Kaç büyük ajans var? (Network ajanslar ve büyük ölçekliler)
3- Kaç büyük ajans yamağı var? (Trafo vs gibi)
4- 44 iletişim fakültesi olmasının ve her yıl en az 5000 yeni iletişimci türemesin ajanslardaki turnover'ı artırmada etkili olduğunu düşünüyor musunuz? İyi çalışmalar

1- Reklam sektöründe RYD'nin 2009 yılının ikinci yarısı yaptığı ajans İK araştırmasında (İstanbul, Ankara ve İzmir içinde yapıldı/ Bursa ve diğer illeri katmadık) 800 kadar reklam yaratıcı yönetmeni, reklam yazarı, reklam sanat yönetmeni ve grafiker olduğunu tespit ettik. Bunu sektöre açıklamadık. Bu rakam kriz dönemi rakamı. Kriz öncesi, yani 2008 yılının başında 2000'ler dolayındaydı bu rakam. Kriz ile işten çıkarmalarla bu duruma geldi. Sektör kendi içinde insan kaynağı olarak daraldı. Bu durumda bırakın yeni ve genç insanların sektöre dahil olmasını, pek çok deneyimli insan işsiz kaldı. Ve bu durum epey devam edecek.

2- Bunu Reklamcılar Derneği listesinden edinebilirsin. Yabancı büyük bütün aanslar derneğe üye. Ama üstünkörü şöyle bir rakam verebilirim. 10 büyük ajansın sadece ikisi Alameti Farika ve Marka Kürk. Bunların dışında medikal iş yapan bu ajanslar seviyesinde olup da kendini çok ortalığa çıkarmayan bir kaç ajans var.

3- Çok fazlaydı eskiden ama sanırım şimdi azaldı. Trafo alt ajans değil, internet ajansı olarak kuruldu. Hem üstteki ajansın müşterilerine hem de dışarıda müşterilere hizmet veriyor. Alt ajans diye sorarsan, TBWA'in altındaki TBWA Fushion, Güzel Sanatlar Saatchi'nin altındaki Fikir Merkezi gibi ajanslar var. Ama çoğu gizli alt ajans olarak çalışıyor. Amaçları daha düşük bütçeli küşterilere hizmet vermek ve sektörde aynı kategorideki ikinci müşteriyi de almak için o ajansı kullanmak. Çünkü, normalde çok gizli bilgiler aktarıldığı için aynı ajansta aynı sektörden (örneğin bir ajansta iki mobilya müşterisi olmaması gibi) iki müşteri alınmıyor.

4- En sorunlu nokta burası. Şöyle düşün, baban çalışıyor. 30 yıl çalışıp emekli olma hakkını kazanıyor. Sonra emekli oluyor. Reklam sektöründe emekli olma oranını neredeyse %0,1 olduğunu söylesem durumun vahimliğini sanırım anlarsın. Sektörde ajans sahipleri dahil (çünkü her krizde ajans kapatmalar oluyor) kimse neredeyse emekli olamıyor. Bunun nedeni de daha genç kuşakların daha düşük maaşlara çalışmaya razı olmaları. Temel neden bu. Bu biraz yıllarca sektörde çalışıp da yaşı geçkin olduğu için sektörden uzaklaştırılma durumunu yaşatıyor anlayacağın. Yeni gelenler ise başka bir sorunla geliyor sektöre. Nedir bu? eskiden her ajansa giren genç eleman bir usta kişinin yanında işi asistan olarak iyice öğrenirdi ve işi tam öğrendiği zaman ajnasın sürekli elemanı olurdu. Bu da yaklaşık 3 - 4 yıl sürerdi. Bu ne demek biliyor musun? Reklamcılığı gerçekten içine sindirmek demek. Ama şimdi, okuldaki bilgi ve sonrasında 2 ay staj yapılıyor ve ardından bu genç arkadaşa çok pahalı bir iş teslim ediliyor. Şimdi burada ama o genç yetenekliyse diyebilirsin. Ama öyle olmuyor. Senaryo yazarken ne yazık ki hiçbir iletişim mezunu, yazdığı senaryonun drama yapısından, kurgusundan, çekim tekniklerinden, çekim olanaklarından, oyuncu karakterinde ve analizinden, mekan analizinden, olay örgüsünden, çatışma kavramından haberdar olmadığını biliyorum. Bütün bunlar zamanla ve mutlaka öğrenilmesi gereken noktalar. İletişim mezunu arkadaşlar (hepimizin olduğu gibi) hem heyecanlı hem de kendilerini tam bir reklam yaratıcısı olarak görerek geliyor sektöre. Çünkü, ne yazık ki şu sıralar televizyonda, gazetede , dergide ve diğer yerlerde çok da iyi reklam örneklerini göremiyorlar. Bir de staja gelenlerin, örneğin reklam yazarlığını sadece televizyon ve gazete reklamı yazmak sandıklarını görüyorum. prospektüs, kullanım kılavuzu, uyarı yazıları gibi binlerce yazacakları şey olduğunu duyunca sanki tokat yemiş gibi oluyorlar. Bunları okulda öğretmiyorlar mı? Bilmiyorum. Her ajansın yapısı farklıdır. Ayrıca her ajansın müşterileri de farklıdır. Bu nedenle hem çalışma ortamı hem de müşterilerin yaptıracakları işler de farklıdır. Her ajansta televizyon reklamı yapamazsınız. Bazı ajanslarda sadece çizgi altı dediğimiz mecraya çıkmayan işler yaparsınız. Ama sonuçta sizin nerede olursanız olun, yaptığınız işle gurur duyuyor, ve en iyisini yapıyor olmanız gerekiyor. Başka ajanslarda mecraya çıkılan işleri yapan arkadaşlarınızın böbürlenmesine aldırmayın. Unutmayın, onlar o müşterileri kendileri almıyor. Çalıştıkları ajans alıyor. Türkiye'de reel sektördeki istihdam ve ihtiyaçtan çok daha fazla öğrenci okullara dahil ediliyor. Bunu RYD olarak defalarca YÖK'e ilettiğimiz rapor ve mektuplarda işledik. Ancak, Türkiye'de sizler de biliyorsunuz ki, işsizlik rakamını azaltmanın en iyi yolu gizli işsiz sayısını artırmaktır. Öğrenciler, askerler, ev kadınları, evde çalışmayan kızlarımız, emekli olmasalar da işdünyasına girememiş ama tüketen yaşlılarımız... Bunların hepsi o açıklanan komik %10'luk işsiz oranının içinde değil. YÖK de her gelen hükümetin isteğini yerine getirdiği için Türkiye'de sanki sürekli ajanslara, medyaya eleman alınıyormuş gibi her yerde iletişim fakültesi açma izni veriyorlar. Oysa bırakın okul sonrası istihdamı, o okullarda çocuklara yeterince doğru eğitim verecek öğretim görevlisi bile bulmak zor. Çoğu fakültede kadro bile yok. Reklamcılık aynı zamanda bir kendini geliştirme mesleğidir. Bu nedenle bilgi çok önemlidir. Ama sektöre giren genç arkadaşlar tek beslenme kaynağı olarak interneti görüyorlar. Acı bir durum ama staja gelen öğrenci arkadaşlara bir konu verdiğimizde araştırdıkları kaynak ekşi sözlük oluyor. Oysa hiçbir bilimsel temel iolmayan bir kaynağı kullanmalarının yanlışlığını artık bizim söylememiz bile hata. Kitap okumuyorlar, sinemaya çok az gidiyarlar, TV'de tartışma ve siyaset programı izlemedikleri için gündemi bilmiyorlar, gazete ve dergi okumuyorlar. Tüm günleri internette geçiyor. İnternette de çoğunlukla blog okuyorlar. Bilg kaynakları neler? Marketing Türkiye, Mediacat dergileri reklam için, The Brand Age dergisi marka için, IP ve digital Age internet için, Grafik Tasarım grafik tasarımcılar için önemli yerli dergiler. Ve bunlar her yerde var. Önemli siteler var. Yüklü şekilde bilgi bulunan. İletişim mezunu arkadaşlar sadece reklam ajanslarını düşünüyor genelde. Oysa dışarıda binlerce kOBi ve bunların reklam ve halkla ilişkiler departmanları var. Oralarda da çok keyifli bir çalışma ortamı olduğunu unutuyorlar. Ayrıca son yıllarda hızla yükselen yeni bir alan var, biliyorsun. İnternet dünyası. Bugün Türkiye'de sayısı hızla yükselen internet ajansları var ve ciddi şekilde eleman eksikliği yaşıyorlar. Tabii ki bilgi sahibi ve yetenekli elemanlar arıyorlar. Bu ajanslar da sizler için yeni bir alan artık. Doğrudan pazarlama şirketleri de yine son yıllarda gittikçe çok iş yapan tanıtım kurumlarından. Bu şirketler de sizleri bekliyor. Halkla ilişkiler şirketlerini zaten biliyorsunuz. Medya satınalma ve medya planlama şirketleri... Reklamverenlerin en çok ilgilendikleri alan artık burası. Bu alan da sizleri bekliyor. Şimdi, tekrar reklam ajanslarına dönecek olursak, Reklam ajanslarında temelde üç ana alan bulunuyor.

1- Stratejik planlama
2- müşteri grubu
3- yaratıcı grup

Reklam sektöründe işe başlayacak arkadaşlara hemen hatırlatmak isterim. Sektörde sabah 9, akşam 6 gibi bir saat sınırı yoktur. Gelen iş bitene kadar, hatta bazen sabahlayıp günlerce eve gitemeden çalışılır. Fazla mesai saati diye bir durum yoktur. Çünkü, bir ajansta bulunma koşulunuz aslında saat üzerinden çalışma değil, işi tamamlama üzerindendir. Bu da sizin yeteneğinize göre bazen bir saatte biterken bazen asla bir fikir bulamayabilirsiniz ve zamanınız ajansta, müşterinin de onaylayacağı doğru fikri bulmaya çalışmakla geçer. Sizin bulduğunuz fikir en yaratıcı, en doğru çözüm değildir. Markaya uygun ve müşterinin onaylayacağı iş bitmiştir. Unutmayın her zaman sizin yaptığınız işten daha iyisini yapan birileri mutlaka çıkabilir. Şimdilik söyleyeceklerimiz bu kadar.
[Valid Atom 1.0]