Era Medya Tanıtım

15 Şubat 2011 Salı

ERAMEDYA TANITIM



ERAMEDYA TANITIM

ERAMEDYA TANITIM

14 Şubat 2011 Pazartesi

GRAFİK TASARIM ARAŞTIRMALARI GRAFİK TASARIMLA İLGİLİ

GÖRSEL İLETİŞİM

Görme duygusu insanoğlunun en önemli duyularındandır. Çevremizdeki nesneleri olayları, durumları önce görerek tanımlar ve anlamaya çalışırız. İnsanoğlu bu özelliğini geliştirmek için on binlerce yıl harcamıştır. Yaklaşık olarak MÖ 15 000 yıllarda bize ulaşan en eski mağara resimlerini yapmış olan atalarımız, gördüklerini algılayabiliyor ve resmedebiliyordu bu resimlerde av sahneleri ve insanoğlunun varlık sembolü olarak kullanılmışçasına el resimleri vardı. Bu resimler imgelerin insan üzerinde etkisine ilişkin şekil çizilerek yapılmış ilk iletişim örnekleridir.

Gombrich sanatın Öyküsü kitabında şöyle bir saptamada bulunur, “… mağaraların duvarlarındaki ve tavanlarındaki resimler düzenlice yapılmamışlar, tersine, belirli bir düzen anlayışından çok uzak olarak, bazen birbirleri üzerine boyanmış ya da çizilmişlerdir. Bu Kalıntıları daha iyi şöyle açıklayabiliriz: bunlar imgelerin etkisine ilişkin evrensel inanışın en eski örnekleridir. Başka bir deyişle bu ilkel avcılar, belki de oklarını ve taş baltalarını kullanarak elde ettikleri avlarının yalnızca resmini yapmakla, gerçek hayvanların da kendi güçlerine boyun eğeceğine inanıyorlardı”.

Lascauks mağarasındaki çizimlerin sanatın ilk örnekleri olup olmadığı konusu tartışılabilir, ancak görsel iletişimin ilk örnekleri oldukları kesindir. Çizilen ya da suretine sahip olunan şeyin aslını imlediği düşüncesine örnek olarak, bugün pek çoğumuzun cüzdanında sevdiklerimizin resimlerini taşımamız örnek verilebilir. Bu sayede sevdiğimiz kinin sureti ile aslı arasındaki ilişki bizim sahip olma duygumuzu destekler. Aynı yaklaşımın benzer şekillerini ilkel mağara resimlerinin yapılış sebepleri arkeologlar, toplumbilimciler ve davranış bilimciler tarafından araştırılmış ve konuda farklı düşünceler ortaya atılmıştır.

Philip Meggs ise bun resimlerin çevresindeki nokta ve çizgilerin kimi zaman üst üste binmelerinin güç adına oluşturulmuş sihirli işaretler olabileceğinden, belki de gençlere avlanma metotları konusunda eğitim verdiklerinden bahsetmektedir. Pek çok mağarada soyut birtakım şekillere rastlanmaktadır. Gerçek sebebi her ne olursa olsun hayvan çizimlerinin hayvanın kendisi ile doğrudan veya dolaylı bir görsel ilişkiye sahip olduğu kesindir.

Kimi zaman soyut elemanların da kullanıldığı bu kaya resimleri, insanoğlunun imaj ile doğrudan iletişimini gösteren elimizdeki en eski belgelerdir. Gördüklerini benzeterek çizen şekillerle dönüştüren insanoğlu, binlerce yıl aralıksız devam edecek olan görsel iletişim boyutuna yeni bir ivme kazandırdı. Fransa’da Lascaux mağarasındaki bu çizimlerin yanı sıra Anadolu, Asya ve Avrupa’da da değişik zaman dilimlerine ait çeşitli görsel izlere rastlanmıştır.

Çizim ile oluşan gereksiz detaylardan arındırılmış ve sadeleştirilmiş bu tip görsel iletişim örnekleri pek çok toplumda dolaylı iletişim öğeleri olarak etkin bir şekilde kullanıldı. Örneğin Kızılderililerin bir halat üzerine çeşitli sıra ve aralıklarla attıkları düğümler, taş üzerine kazdıkları şekiller dolaylı olarak iletişim kurarak mesaj vermenin amaçlandığı ilginç örneklerdir.

Görsel iletişim şeklinde oluşturulmuş mesajların işitsel iletişimden belirgin bir farkı ise, kalıcılığı ve dolaylı olarak farlı zamanlarda etkinliğini sürdürebilmesidir. Bu önemli fark görsel iletişimin kalıcılığını ve belge niteliğinde kullanılmasını öne çıkarmıştır.

Çevresinde gözlemlediği nesneleri görselleştiren onları yorumlayan insanoğlu, hayal gücünün de yardımıyla farklı bir boyut keşfetmiş, hatta kimi zaman görmediklerini, görünemeyen soyut kavramları da görselleştirerek yeni sanat türlerini yaratmıştır. Hiç kuşkusuz bugün “ resim” dendiğinde bir sanat dalı aklımıza gelse de, bundan 17 000 yıl önce bu güçlü bir iletişim, mesaj ve dışavurum aracı olarak kullanılmaktaydı.

Yazı Öncesi tüm süreçleri incelediğimizde resimsel yaklaşımın, ve benzeştirme yoluyla mesajları kurgulama biçiminin ne kadar etkin olduğunu gözlemleyebiliriz. Pek çok eskidin yazım şeklinde gördüğümüz gibi kanj kökenli eski Çincede ve Mısır yazısında tip örneklere rastlayabiliniriz

İnsanoğlunun gelişimini incelediğimizde, aslında yazının çok eski bir buluş olmadığını görürüz. Günümüzden 17 000 yıl önce çizmeyi, şekil ve sembollerle iletişim kurmayı bilen insanoğlu, seslere işaret vererek oluşturduğu ilk alfabeyi kullanmak için 12 000 yıl beklemiştir. Bu süreç içinde kavram yazı (İdeogram) gibi bir alfabe olarak adandıramayacağımız pek çok ayrı yol denemiştir. Bugün dahi davranışlarımızda görsel geçmişimizin izleri vardır. Elimize aldığımız bir gazeteye önce bakarız; hızlıca genelini tanımlamaya, büyük başlıkları taramaya başlarız. Elimizdeki kitabın ilk satırından itibaren okumaya başlamak yerine ön ve arka kapağına bakar, iç kapağı inceler ardından sayfaları hızlıca geçerek fikir edinmeye çalışırız. Tüm bunlar görsel algının anlama boyutundaki yerini doğrular örneklerdir adeta.
Tefik Fikret UÇAR

12 Şubat 2011 Cumartesi

ERA MEDYA TANITIM

ERA MEDYA TANITIM


ERA MEDYA TANITIM

ERA MEDYA TANITIM

[Valid Atom 1.0]