Era Medya Tanıtım

21 Nisan 2010 Çarşamba

Blog Hakkında

Blog Hakında
Ben Mahir Ziya OKAN


Soğuk bir kış günü Kasım ayının 19'unda dünyaya geldim. Bu gün 42'li yaşlarını sürüyorum. İlkokul ortaokul ve liseyi normal lisede bitiren bu insan Üniversiteyi Anadolu Üniversitesi işletme fakülteşinde bitirdi, bir süre sonra Gazi Üniversitesi Matbaa Öğretmemliği Bölümünde iki yıl eğitim aldı, daha çocukken yaşamına giren resim sanatı ile işletmeciliği birleştirerek ERAMEDYA'YI kurdu .


Blogunda Grafik Tasarım, Resim Sanatı, Genel İşletme ve İktisat, Sanatın İşletmeciliği, Karikatür Sanatı, Grafik Tasarım da Tasarım Problemleri, Yazdığı Romanların bir kısmı Sosyoylji Felsefe Tiyatro Sanatı ve Gerekli gördüğü diğer konular hakkında eğitimler verecektir.

Ancak Susattıran Reklam Su Sattırır !

Eramedya Özel Olarak Kurumsal Kimlik, Katalog Yapımı, Logo Tasarımı, Prestij Katalogu, Kartvizit Ve Broşür Tasarımı, Promosyon, İnsert, Dergi Ve Kitap Tasarımı, Genel Olarak Tüm Matbaa Çeşitlerinde Hizmet Vermektedir.

Hizmet alanımız satış ve üretim sürecindeki gereksinimlerin karşılanmasından bir firmanın ticari ürünün tanıtılması kurumsal kimliğinin do
layısıyla markanın yaratılmasına değin geniş bir aralığa karşılık gelmektedir. Reklâm da bir yatırımdır ticari amaçlarımıza ulaşmak için yatırımlınızın hedefe ulaşması gerekmektedir. Çalışma ilkemiz müşterimizin yaptığı harcamanın amacına ulaşması ve uzun soluklu ticari ilişkilerin geliştirilmesidir. bu ikisinin birbirine bağlı olduğunun bilincindeyiz size işinizin özgün gereksinimlerinden standart gereksinimlere değin uygun fiyat anlayışıyla geniş bir yelpazede hizmet vermekten mutluluk duyacağız. İşte bizim şiarımız budur. Kitleyi önce susatmadan, su satamayacağımızı biliriz. Susamış kitleye de doğru zamanda, doğru yerde su vermeyi biliriz. Bu kadar sudan bahsettikten sonra sakın ha sudan bir ajans olduğumuzu düşünmeyin. Burada bütünleşmiş iletişim kuramının penetrasyon süreci üzerindeki etkilerinden de bahsedebilirdik ki; Siz de bu yazıyı okumayı burada keserdiniz. Amacımız fiyaka satmak değil, sizin ürettiklerinizi satmak.Ancak şurası aşikâr ki; eğer suyla çalışan otomobil üretmiyorsanız kimse sizin ürettiklerinizi dört gözle beklemiyor.

İşte biz de tam bu noktada devreye gireriz. Zaman zembereğinden boşanmışçasına akarken, yavaş olan hiçbir şeye tahammülümüz yok. Asansör beklememek için ajansımızı giriş kata kurduk yahu! Eğer vakit kaybetmek sizin bünyenizde de sinir üretiyorsa, arayın konuşalım, gelin görüşelim, yedi kişi toplayın halı saha maçı yapalım.Devre arası yeter arif olana... İşimizin en motive edici tarafı kazanmak için size kazandırmak zorunda oluşumuzdur (halı saha maçları hariç). Evet, size marka kazandırmak zorundayız, para kazandırmak zorundayız ama kaybedilmiş zamanı asla kazandıramayız.

SİZ VARSANIZ BİZDE BURDAYIZ !

20 Nisan 2010 Salı

grafik tasarım

Sevgili Üyeler
Bazı Kavramlar Konusunda Açıklama Yapmak Gereği Hissettim


YARATICI YÖNETMEN: Reklam sektöründe yaratıcı yönetmenlik bir meslek değildir. Yaratıcı yönetmen bir reklam ajansında, tüm yaratıcı ekibin başında yer alan ve yaratıcılığı ile değil, reklam işine bakış açısıyla öne çıkan, yaratıcı ekibi stratejiye uygun şekilde yönlendiren ve yöneten kişidir. Aslında bir gurme gibidir. Yaratıcı yönetmenlik ciddi bir birikim ve görgü gerektirir. Günümüzde yurtdışında yabancı ajanslarda, yaratıcı yönetmenler belli bir birikim gerektirdiği için yaş ortalamaları yüksektir. Ne yazık ki ükemizde durum tersine dönmüş ve en parlak reklam fikrini çıkaran kişiler yaratıcı yönetmen olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

REKLAM YAZARI: İngilizceden doğrudan çevirilince "metin yazarı" olarak adlandırılabilir. Ancak, Türkiye'de metin yazarlığı mesleği genel bir metin yazma işini içerir. Reklam sektöründe ise uzun süredir bu mesleğe reklam yazarı demenin daha doğru bir adlandırma olduğunu vurgulayalım. Reklam yazarı, reklam ajansında, grafik tasarım ofisinde ya da internet reklam ajansında reklam metinlerinin tamamını yazan ve reklam fikri üreten kişidir.

REKLAM SANAT YÖNETMENİ: Sanat yönetmeni olarak kısaca kullanılır. Bu kavram reklam sektöründe en çok sorun yaratan kavram olmuştur. Grafik tasarım bölümü mezunlarının reklam ajnaslarında zamanla geldikleri bir meslek adıdır. Günümüzde Türkiye'de pek çok kavramın yanlış kullanılması gibi bu kavram da yanlış kullanılmaya devam etmektedir. Grafik tasarım bölümünü bitirenler "grafik tasarımcı"dır. Reklam ajansında grafik tasarımcı olarak çalışırlar. sanat yönetmeni dediğimiz kişi ise bir tasarım ekibini yöneten ve genel reklam tasarımına karar veren kişidir. Reklam yazarı ile bir arada ekip adını alırlar. Grafik tasarım bölümünü bitiren kişi bir reklam ajansına girdiğinde adı junior Sanat Yönetmeni değildir. Bu yanlıştır. Yardımcı (junior) Sanat Yönetmeni, sanat yönetmenine destek olan ve gelecekte sanat yönetmeni olabilecek nitelikteki kişidir ve ona bu isim ajnasta edindiği deneim, tasarım yeteneği ve yönetim yeteneği üzerine verilir. Özellikle 1990 öncesi reklam ajanslarında, sanat yönetmeni bir yaratıcı yönetmen göreviyle çalışmışladır. 1990'lı yıllarla birlikte ajanslarda görev tanımları özellikle reklam fikri üretmek üzerine yoğunlaşınca sanat yönetmenlerinin yerine yaratıcı yönetmen tanımı gelmeye başlamıştır. Yaratıcı yönetmen tanımını yukarıdaki gibi düşündüğünüzde de, yaratıcı yönetmenin reklam yazarı ya da reklam sanat yönetmeni temelli olması durumu ortaya çıkmıştır. Reklam Yaratıcıları Derneği olarak "sanat Yönetmeni" kavramının başına "Reklam" sözcüğünü eklememizin nedeni, sinema gibi alanlarda da aynı isimle ama bambaşka bir iş yapan meslek grubunun olmasıdır.


GRAFİK UYGULAMACI: Günümüzde yine en sık hatalı kullanım bu meslek grubundadır. Bilgisayar kullanımının reklam sektörüne girmesi ile tasarımların büyük çoğunluğu bilgisayar programları ile üretilmeye başlanmıştır. Bu durumda da sanat yönetmeni ve grafik tasarımcıyal çalışan ve yapılan tasarımların baskıya hazır hale getirilmesini sağlayan yeni bir meslek grubu da gündeme gelmiştir. 1990'lı yılların başında bu mesleği yapanlara Mac bilgisayarlar kullanıldığı için Mac Operatörü denilmiştir. Ancak zamanla, her grafik tasarım mezunu ajansa daha girerken Yardımcı Sanat Yönetmeni ünvanı verilmiş, mac operatörlerine de grafiker denilmeye başlanmıştır. Bu yanlıştır. Grafiker, grafik tasarımcı demektir. Grafik tasarımcı olabilmek için de bir üniversitenin grafik tasarım bölümünde (özel okul da olabilir) Temel Sanat Eğitimi'ni tamamlamış olmak ve özellikle grafik tasarımın tipografi, illüstrasyon, baskı gibi alanlarında yeterli eğitim almış olmayı gerektirir. Mac Operatörleri zamanla deneyim kazanmış olsalar bile en azında özel tasarım eğitimi veren kurumlardan temel sanat eğitimi gibi eğitimleri almaları gerekir. Bizler bu meslek grubuna bugün "Grafik Uygulamacı" adını veriyoruz. Doğru kullanım budur.

Sizlerden ricamız, meslek isimlerini ve içeriklerini doğru bilerek ve yerinde kullanmanız. Kimsenin meslek isminden gocunmasına gerek yok. Önemli olan doğru kullanımdır.

10 Nisan 2010 Cumartesi

Genel Haber ve Duyurular











5'i 1arada Ekstra Şekerli CS5 Semineri

Adobe CS5 Nisan 15 itibariyle lansmanı yapılacağından, bizde seminerimizi CS5 üzerinden anlatacağız ve bunu ilk bilen siz olacaksınız.

IŞIK Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi ile Ceyhun Akgün işbirliğinde hazırlanan seminer 1 Mayıs 2010 Cumartesi 12:00-18:30,
Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılacaktır.
Panelistler: Melih Sancar, Kazım Taşkın, Ceyhun Akgün, Hakan Çamoğlu, Erhan Meydan.
Konular:
Seminerde, Masaüstü Yayıncılığın en önemli yazılımlarının incelikleri, kullanım püfleri sektör çalışanlarının ihtiyaçları doğrultusunda örneklerle anlatılacaktır. Özellikle InDesign yazılımının eşsiz Style özelliklerinin tümü bir bölüm altında işlenerek izleyecilerle paylaşılacaktır.
Giriş 5TL dir. Seminer, sosyal sorumluluk anlayışı doğrultusunda giriş ücretlerinin tümü TEGV vakfına bağışlanacaktır.
Seminere tüm grafik tasarımcılar davetlidir.
Ceyhun Akgün

www.adobebilgi.com

Masaüstü Yayıncılık Uzmanı ve Eğitmeni
Ceyhun AKGÜN

2 Nisan 2010 Cuma

grafik tasarım

Yıllar öncesinden Bob Gill'in bir yazısı... Grafik Tasarım üzerine...



GMK'nın Yazılar Bülteninden alıntıdır.
GRAFİK TASARIM HAKKINDA ÖĞRENDİĞİNİZ BÜTÜN KURALLARI UNUTUN!..
1. Bölüm:
Asıl problem, problemin kendisidir.



Bu yazı sıradan grafik problemleri ve bu problemlerin nasıl şaşırtıcı, orijinal grafik çözümlere çözümlere yolaçabildikleri hakkındadır. Tabii tasarımcının, "iyi tasarım" hakkındaki bütün yargılarından vazgeçmeye hazır olmaları şartıyla...

"Özel sekreter diye, aptal birini anlatan bir televizyon programı için bir jenerik tasarlamam istenmişti. Orijinal bir şey yapmak istiyordum. Fakat aklıma gelenler hep daha önce gördüğüm şeyler üzerine kurulu idi. Sonra farkettim ki, fikirlerimin daha önceki deneyimlere dayanması zorunlu. Aklımda daha öncekinden başka zaten ne olabilirdi ki? Original bir fikir yakalamak için kendi aklımın dışına çıkmam gerekirdi. Bunun için en iyi yolun bir problemle uğraşmak olduğuna karar verdim. Yani yeni bir deneyim edinmek. Eğer yalnız bu problem için geçerli bir görüntü ile aktarılması gerekenin problem olarak benzersizliğini ifade edebilirsem, benzersiz bir görüntü de bulmuş olacaktım. Yani, benzersiz bir problemi tarif etmek, benzersiz bir çözümün ilhamını verecekti.

Problemin benzersiz bir şeyi aktarmak isteyen kısmı üzerinde durarak problemi yeniden tarif ettim: Bir görüntü nasıl bir şey (özel sekreter) derken aynı zamanda başka bir şeyi (sekreterin aptal olduğunu) söylemeden söyleyebilirdi?

Biraz araştırma yaptım. Ofisleri gezdim. Sekreterleri seyrettim. "Özel sekreter" demenin en iyi yolunun, bunu daktilo ile yazmak olduğuna karar verdim (Not: Bu yazı çok yıllar öncesinde yazıldığı için doğal olarak daktilo en belirgin gösterge olarak kullanılmış, bugün başka bir nesne gösterge olarak devreye girebilir, örneğin kulaklık). Yapılacak ikinci şey, sekreterin aptal olduğunu belli etmekti. Bunu nasıl yapacağımı sekreterleri hata yaparken ve sonra düzeltirken gördüğümde keşfettim. Yapılacak son şey, diğer bilgileri de görsele yerleştirmekti. Görselde bunu tam bir daktilo sayfasında hatalı yazılıp düzeltilmeye çalışılmış görsel olarak hazırladım...

Tasarım, artık iletişim problemlerini çözmek için bir süreçti. O iletişim problemini kesin ve ilginç bir şekilde çözdükten sonra tasarım zaten doğru olurdu. Böyle düşünmeye başladıktan sonra, müşterilerle ilişkilerim değişmeye başladı. Estetik önyargılarımla onları sıkboğaz etmekten vazgeçtim. Neden müşteriler benimle aynı zevki paylaşmak zorunda olsun ki? Benim gittiğim havalı sanat okullarına hiç gitmediler. Onlarla başka bir düzeyde iletişim kurmaya başladık. Artık, onlara tasarımdan değil, çözümler ve fikirlerden bahsediyorum. Bu yeni yaklaşımımın ilginç yanı, müşterilerime bazen fikirlerimi telefonda anlatabilmemdi. Bir fikrin geçerliliğini sınamak için en iyi yolun, müşterinin fikri daha görmeden anlayabilmesi, heyecanlanması ve kabul etmesi olduğunu anladım.

Sonraları, tasarım öğretmeye başladığımda, öğrencilerime, çözümlerini duvara asmadan önce, bana ve diğer öğrencilere anlatmalarını istedim. İşledi. Öğrenciler son moda grafik numaralarıyla bizi etkilemeye çalışmak yerine orijinal fikirler üretmeye başladılar. Tabii, tasarım süreci geçerli bir fikir bulunca bitmez. Sadece başlar. Tasarım çözümleri keyfi gözükmemeli. Kaçınılmaz olmalı. Fikre hakkını vermeli. Problemi çözmeli. Peki ya problem çok sıradan, kimsenin ilgisini çekmeyecek bir şey ise? Tasarımcı problemi yeniden tarif etmeli. Mesajda onu benzersiz yapanı keşfetmeli. Unutmayın: Benzersiz bir çözüm bulmanın en kısa yolu, benzersiz bir problem bulmaktır.

grafik tasarım

Yıllar öncesinden Bob Gill'in bir yazısı... Grafik Tasarım üzerine...



GMK'nın Yazılar Bülteninden alıntıdır.
GRAFİK TASARIM HAKKINDA ÖĞRENDİĞİNİZ BÜTÜN KURALLARI UNUTUN!..
2. Bölüm
İLGİNÇ SÖZLER SIKICI BİR GRAFİK GEREKTİRİR.

Şu sözü ele alalım: "Kanseri Bedava İyileştiriyoruz"


Böyle bir sözü ilginç göstermeye gerek yok. Zaten ilginç. Çünkü önemli. İlginç bir ifadeyi ilginç göstermeye çalışırsanız, görüntü ile rekabete girer. Görüntü, görünmesini zorlaştırır.

"Gül başka hiçbir şeye benzemez" gibi özellikle ilginç olmayan bir şey söyleniyorsa, bunu daha şairane ifade etmek mümkün: "Bir gül bir güldür"... Şimdi yine bu ifadeyi ilginç göstermek gerekmez. Zaten ilginç. Şairane...

ÖNCE DÜŞÜNÜN, SONRA ÇİZİN!

Bundan sonra kalemi ilk elinize aldığınızda,çizmeden önce biraz durun (Not: tasarımcılara sürekli söylenir ama bilgisayar sonrası tasarımcılar inatla kalemi bırıkmaya devam ediyor). Ne söylemek istedğinizi, ne hissettiğinizi düşünün. Çizim, tıpkı tasarım gibi, bir süreçtir. Bir araçtır. Sonuç değildir. İkisi de bir şeyi söylemenin yollarıdır. Eğer söyleyecek açık seçik bir sözünüz yoksa, süreci hiç başlatmayın daha iyi. Ancak ne söyleyeceğime (ve ne hissettiğime) karar verdikten sonra, bana o sözü söyletecek doğru çizgiyi, tonu, dokuyu, kompozisyonu keşfetmem mümkün.

Belki hiç kalem kullanmamam gerekebilir. Bu başka malzeme de olabilir.

HIRSIZLIK İYİDİR

İnsanlar son 8 milyon yıldır görüntü yaratıyor, üretiyor. X ışınları bayraklar, NASA'nın uzay fotoğrafları, resimler, fotoğraflar, çizgi romanlar, duvar resimleri, grafiti... Bu görüntüler, kullanılış şekillerine göre, asıl amaçlarını aşabilirler. Tarihte bir devri ve kültürel bir tavrı temsil edebilirler. Veya çok açık seçik fikirleri sembolize edebilirler.

Bir tasarımcı, bu görüntülerden birinin (örneğin bir eski gravür) söylemek istediği şeyi tamı tamına söylediğin ikeşfederse, yeni bir görüntü bulmasına gerek var mı? Neden gravürü kullanmasın? Bu tasarımcının işini, tamamen ona ait ve benzersiz yapan şey, görüntüleri, iletişim için, problemleri çözmek için kullanılış şeklidir. Fikirleridir.

"BEN SADECE SİPARİŞE UYDUM."

Grafik tasarımların ve reklamların bu kadar ruhsuz, heyecansız olması cahil müşterilerin kabahati. Tasarımcılar böyle diyor. Belki de öyle. Ama ben her zaman yaratıcı bir işi müşterilere kabul ettirmenin, problemi çözmek kadar problemin bir parçası olduğnuu, kötü müşteri diye bir şey olmadığını varsayarım. Kötü müşteri yoktur. Yalnız kötü tasarıcı vardır. Tasarımcıların aptal müşterilerden şikayet ederken asıl dertleri müşterinin onlarla aynı sanat okulundan mezun olmamasıdır. Bu doğru. Ama müşteri ile tasarımcı arasındaki uzlaşmazlık, sağlıklıdır. Bir sürü iyi işin çıkmasına sebep olmuştur. Eğer hep tasarımcının dediği olsaydı, bugün çok homojen bir dünyada yaşıyor olurduk.

Tasarımcılar ellerinden gelenin en iyisini yaparlar. Eğer müşteri tasarımcının en iyi işinden daha azını istersi, o, müterinin bileceği bir durum. Bazen "hayır" diyebilmeyi de öğrenmemiz gerek. Sonunda metrolar, gazeteler, dergiler, bilbordlar banal görüntülerle dolup taşıyor, kirleniyorsa bu bizim kabahatimiz. Müşterinin değil. Müşteriler sadece o görüntüler için para öderler. Onları yaratamazlar.
[Valid Atom 1.0]